A&B SALONLARI
GALERİ SOYUT / ÇANKAYA
18 Mart 2016 - 06 Nisan 2016
18.00 - 20.00
Resim Sergisi
Ahmet Yeşlil’in “TARİHSİZ GÜNLÜKLER” adlı serisinden çalışmaların yer alacağı sergi, 18 Mart – 6 Nisan 2016 tarihleri arasında Galeri Soyut A-B Salonları’nda açılacaktır.
Sanatçının son dönem çalışmalarında tüm tematik anlatım dilinden soyutlanarak, plastik ve sanatsal gücün yarattığı minimalize çalışmalar, plastik dil üzerinden yaratılan imge açık yapıt olarak ortaya çıkar.
Halen Ahmet Yeşil’in tuvalinde ip ve halat görenler için de şunları söyleyebiliriz. İp ve halat sözlük anlamıyla bağlayıcılığı ifade eden, sarmal nesnelerdir. Ahmet Yeşil’in tuvalinde ise, ip ve halatlar, maddi dünyadaki bağlayıcı rolünü tamamen kaybeder ve artık onlar, resim düzlemine yepyeni açılımlar sunan, sanatçının plastik dilinin vardığı imge, anlatmaktan anlamaya kullandığı bir araç haline dönüşür. İzleyiciyi ipler, halatlar çekmez sanatçının iç dünyasına. İzleyiciler, sanatçının kendine has mavi, yeşil, mor ya da kırmızı renklerle tuval yüzeyinde yaratığı şiirsel kompozisyonların içine dalıverir. Bazen denizin altında, bazen dalgaların üzerinde, bazen ıssız bir ormanda, bazen de yeşile gebe mavinin içinde buluverirler kendilerini. Sanatçının. plastik dii üzerinden yarattığı imge güçü izleyici ile kurduğu diyalogun yarattığı etki izleyiciyi içine çeker. .
Ahmet Yeşil’in, “Yaratı Eşiğinde Halat Üzerine Notlar” isimli yazısı, ip ve halat manifestosudur. Sanatçı kendini şu şekilde ifade eder:
Halatın nesnel kimliği üzerinden, sanatsal objeye dönüşen ip, halatın kendi ritminin yaşamın ritmiyle beraber yarattığı kozmos plastik bir dile dönüşürken, sanatımı da özgün bir kimlik kazandırıyor. Yaşamda da her anın, duygunun, sanatçının sezgisiyle, görme biçimiyle, halatın ritmik kıvrımlarıyla yaşamın ritmi arasındaki ilişkiye göndermelerdir. Halatın ritmik kıvrımları üzerine düşen, renk, ışık, açık koyu değerlerin bize ait olanın yansımalarıdır. Yaşama ait sosyal, toplumsal, siyasal ekonomik, ekolojik, kişisel yaşamın her boyutunun halatın nesnel yapısı üzerinden plastik, estetik değerlerini en üst düzeyde sanat yapıtına dönüştürmeye, sanat anlayışımla ifade etmeye çalışıyorum.
Plastik anlatım dilini yakaladığım ip, halat nesnel tanımından sıyrılarak kendi sözünü kurmaya başladı.
Resmimdeki her olgunun yaşamımda bir karşılığı vardır. Zaten altını dolduramadığınız bir dil size ait değildir. Zaman içinde plastik dilinizi oluşturduktan sonra, kendinizi keşfetmek üzere teknik arayışlara giriyorsunuz. Durduğunuz an kendi ayak izlerinizi işgal edersiniz. Resim dilini izlemek, seyretmek üzere zamanı beklemeye almak gibi bir lüksüm olmadı. Arkanızdaki birikim, yeniye başlamak üzere bir deneyden ibaret. Hiçbir deneyi inkar etmeden, plastiğin dayattığı yenilenmeye açığım. Arayış, bilinç, hesaplaşma iradesi kendi plastik açılımını getiriyor zaten. Son dönem çalışmalarımda ip, resim dışında hiçbir anlatım kaygısı aramadan, plastiğin ve imgenin kendi dönüşümünü ve gücünü kurdu. Daha yalın, daha minimal. Bu elbette benimle hayat, benimle resim ve benimle kendim arasında süren gerilime bir çözüm çabası.
Ahmet Yeşil’in Manifestosunda belirttiği resim ve hayat arasındaki ilişki, gerilim, çözüm bulma çabasının tuvale yansıması, toplum ile sanatı arasında bir uçurum yaratmaz. Onun yapıtları izleyici ile kurduğu ilişki boyutunda açık yapıta dönüşür, herkes kendinden bir şeyler bulur. Ahmet Yeşil resmindeki ritm, denge, lirizm, ışık, gölge ve yeniden tanışıyormuşçasına öne çıkan canlı renklerin kusursuz uyumu birçok farklı kültürden izleyicinin, hızla resim ile ilişki kurmasını sağlar. Bu yüzdendir ki Türkiye, Almanya, Amerika, Kanada, Hollanda, İngiltere başta olmak üzere birçok özel ve kamusal koleksiyonda eserleri bulunmaktadır.
Otuz yedi yıldır aktif olarak sanat yaşamının içinde olan Ahmet Yeşil, bugüne kadar 105 kişisel sergi açtı, 297 karma ve yarışma sergisine katıldı, 24 ödül aldı. Tam anlamıyla ‘nev-i şahsına münhasır’ olarak tanımlanabilecek bir fırçası vardır. Dünyadaki ve Türkiye’deki moda akımları çok yakından takip etse de o kendi gerçeğinden vazgeçmemiş, yıllar içinde fırça darbeleri ile tuvaline aktardığı özlemleri, tutkuları, heyecanları, duyguları, düşüncüleri, acıları, mutlulukları onu nereye götürdüyse, sanatı da o bağlamda gelişmiş, bugünkü gücüne ulaşmıştır. Özellikle ve ısrarla belirtilmesi gereken nokta ise, dünyadaki hiçbir sanatçıyla karşılaştırılamayacak ve Ahmet Yeşil tarzı olarak anılan görsel bir dil yaratmış olmasıdır.
Ahmet Yeşil’in sanatını ve yarattığı sıra dışı plastik dili, görsel şöleni anlamak, duyumsamak, hissetmek için, olağanca doğallığıyla sizi içine çeken tuvallerinin karşısında biraz vakit geçirmeniz yeterli. Siz resimleri, resimler de sizi anlayacaktır…
Ahmet Yeşil, 1954 yılında Mersin'de doğmuş, Türk resim sanatının önde gelen isimlerinden biridir. Sanat eğitimini 1973-1985 yılları arasında Nuri Abaç, İlhan Çevik ve Ernür Tüzün gibi önemli isimlerden almıştır. Yeşil, 2015 yılında Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun olmuştur.
Sanat kariyerinin ilk dönemlerinde figüratif eserlerle dikkat çeken Yeşil, 1980-1989 yılları arasında kadın ve çocuk temalarını işlediği "Figür Dönemi"ni yaşamıştır. 1990'lı yıllardan itibaren, denize olan tutkusu ve annesinin terzi olmasından esinlenerek, ip ve halat imgeleri üzerine yoğunlaşmıştır. Bu imgeleri, sanatında sosyal, toplumsal ve kişisel temaları ifade etmek için kullanmıştır. Sanatçının ip ve halat temalı eserleri, bilinçaltı ve geçmiş özlemlerinin bir yansıması olarak değerlendirilebilir.
Ahmet Yeşil, bugüne kadar 141 kişisel sergi açmış ve 315 karma sergiye katılmıştır. Ulusal ve uluslararası yarışmalarda 24 ödül kazanmıştır. Eserleri, Türkiye’nin yanı sıra Almanya, ABD, Kanada, Hollanda ve İngiltere gibi ülkelerdeki önemli koleksiyonlarda yer almaktadır.
Sanatçı, Galeri Soyut tarafından temsil edilmektedir ve çalışmalarını Mersin'deki atölyesinde sürdürmektedir. Türkiye’deki önemli sergilerinin yanı sıra, yurtdışında da pek çok önemli sergiye katılmıştır. 2011 yılında Louvre Müzesi'nde düzenlenen Carousel Salon Sergisi'nde Gümüş Madalya kazanmıştır. Ahmet Yeşil'in sanatı, Türkiye'deki modern resim sanatının gelişiminde önemli bir yere sahiptir.