Sanatçı söyleminden yola çıkarak eğer her yeni gün kendini tamamlamak için bir şans ise neden bu vakit kaybediş yola çıkmak için. Bilmediğin bir dilin sesinde kendi sesini unutup diğerlerinin arasına karışabilmenin samimiyeti… Tanımadığın sokakların arasından geçerken dokunduğun her duvar burdan daha önce binlerce kişinin geçtiğini hissettiğin o his, her köşe başında kendinden biraz uzaklaşıp kendine yeniden bakabilmenin eşsiz zevki var. Durağan iken kendimize sorduğumuz onca sorunun biz hareket halindeyken bir anda cevabına kavuşmasına şahit olmak… Hayat kargaşasına yaşamın yüklediği ve gözümüzde büyüttüğümüz her bir probleme biraz mesafe koyabilmek…Biraz soluklanmak ve ara vermek tekrar edilen gün bitimlerine. Sadece Ginkgo Ağacına rastlanıp bugün yapmak zorunda olduklarını bir kenara bırakmak gibi mesela.
Ve dönüş zamanı…
Atılan onca adımdan sonra kendine başka bir gözle dönüp bakabilmenin aydınlığını yaşarken anladığı sanılan şeylerin tanımları değişmiş, sabit kalıplar kırılmış ve bir bakmışsın ki değişmişsin. Olması gereken olmuş. Ve bunlar sadece senin bir adımınla olmuş. Unutulmamalı ki atılan bir adım sadece kendimiz için değil kolektif bilincimizin gelişimi için de faydalı olacaktır. Belki artık bize dair sınavlardan başarı ile çıkıp çıkmadığımızı ,kim olduğumuzu ve kim olabileceğimizi onaylayan bir merci yok. Bu yüzdendir ki bunları yapabilecek tek kişi var oda insanoğlun ta kendisi. Özetle denilebilir ki kişi kendi için uzun bir yolculuğa çıkmalı ,aradığını bulmalı ve dönmeli.
Binnur Yücebaş Ruocco-2023 / Niğde