Galeri Soyut, 11 – 23 Ekim 2019 tarihleri arasında Hamid Alioğlu’nun “Reenkarnasyon” isimli kişisel resim sergisine ev sahipliği yapıyor.

Hamid Alioğlu eserlerinde, öncelikle plastik etkiye ve renk felsefesine dikkat eder.
Metafizik felsefeye olan ilgisinden dolayı, sanat üzerine birçok çalışma yapmıştır.
Sanat eserleri belli bir akıma bağlı ve ona ait olmak zorunda değildir.
Çünkü sanat akımları, birbirinin içerisinde gelişen oluşumlardır. Modern sanatın içerisinde oluşan akımlara, post-modern ve empresyonizm ile birlikte, soyut sanat da dahildir.
Bir sanat eserinde yenilikçi elementler yoksa, o eser soyut değildir. Soyut sanat geleneksel içinde yer alan tüm özneleri inkar eder ve her şeyden evvel zihinsel bir olay olup, doğanın taklidinden uzak durur.
Alioğlu’nun sanatında asıl amaç, eserlerinde estetik duygu ve heyecanı ortaya çıkarmaktır. Hayat modern materyalist olduğu için, bu kavramı anlamanın yolu sorgulamaktan geçer. Bu yüzden herkes bu kavramı yeterince anlayamaz ve sevemez. Kim bilir, belki de burada bir gerçek vardır.
Soyut sanat, zihinsel ve kavramsal sanat olduğu için aklın sanatıdır. Çünkü akılda bir sanattır ama, yaratıcıya nispet edilen bir sanattır, ahlakın nispet edilmesi gibi. Bir sanatçının yeni şeyler üretebilmesi için, yeni şeyler görmesi şarttır. Yeni şeyleri görmeyi bilmeyen, yeni şeyler üretemez.
Bir sanat eserinde inkarcılık, ve yeni elementler yoksa, o eser soyut değildir. Soyut sanat gelenekseli reddeder, yeniyi oluşturma anlayışını benimser. İnsana özgü gerçekliği ve estetik kaygıyı yansıtır.
Soyut resim her şeyi söyleyebilme özgürlüğüdür, her şeyi yeniden yaratma özgürlüğüdür, yalnız kendinin olan bir üslup yaratabilme özgürlüğüdür.
Alioğlu’nun, resimlerinin soyut olabilmesi için, doğa gerçeği ile tüm ilişkilerini kesmiş olmak, onun temel kurallarından biridir. Bu da kendisini özgür hissederek olabilir.
Genel anlamıyla soyut sanat, doğada var olan gerçek nesneleri betimlemek yerine, geometrik çizgi ve renkleri, düzenli biçimlerle belli estetik ve duygusal heyecanları, yüzey üzerine yerleştirerek kompozisyonlar elde etmektir. Geometrik soyutlamalar gerçekleştirirken, geometrik cisimlerin evrensel ve kimliksiz olmasından dolayı, kişisel üslubu yansıtmak güçleşir. Otomatik olarak geri çekilme oluşur.
Bu durumda, işlenen nesneler, aslında nesne de değildir, esas olarak doğada yer almayan, şekil ve farklı renklerin, uyum içinde kurgulanarak, bunların örgütlenmesi, soyut kompozisyonları oluşturur. Esasında eserde günlük gerçek görülmüyorsa, artık o eser soyuttur.
Soyut sanat kavramında, sanat felsefesinin ne demek olduğunu ”maddesel dünyada değil de, metafizik dünyada yaşıyoruz” mantığını anlayarak, soyut sanatın gerçekçi olduğunu anlamak mümkün olabilir.
Soyut sanat, gerçeğin dış dünyada değil, insanın iç dünyasında olduğuna inanır. Bu nedenle psikolojik olana, bireyin ruhuna, bilinçaltına yönelir.
Alioğlu, madde ve enerji arasındaki ilişkiyi sorgularken, ruhun tanımını ve maddesel özelliklerini, kendine özgü soyut bir dille yansıtır.
Maddeyi daha kısa ve basitçe tanımlamak istersek, uzayda yer kaplayan, kütlesi olan her şeydir diyebiliriz. Sanatçı, düşünce ile maddenin bileşimini, plastisizm ile ifade etmeye çalışır.
Plastik sanatlarda bu iki çizginin, biri yatay diğeri dikeydir, bu iki çizgi her şeyi meydana getirmeye çalışır. Doksan derecelik açı evrenin dengesini temsil ediyor. Bu açı, en dengeli olduğu düşünülen açıdır.

İLGİLİ SANATÇILAR

HAMİD ALİOĞLU - Doğum tarihi yok

Haftanın Seçkisi

Yükleniyor...