1984 yılında Ankara’da doğan Hazal Aksoy, sanatsal eğitimini Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde sürdüren Aksoy, burada hem yüksek lisansını hem de sanatta yeterlik derecesini tamamladı. Akademik başarıları kadar sanatsal üretimiyle de dikkat çeken Aksoy, ilk kişisel sergisini henüz 19 yaşında, 2003 yılında Semih Balcıoğlu Galerisi’nde gerçekleştirdi. Bu sergi, Ürgüp’te açtığı “İnsanlık Hali” adlı sergi ile başladı ve bu sergiyle Aksoy, izleyicilere kendine has ifade tarzını sunarak sanat çevrelerinde tanınmaya başladı.
Sanat pratiğinde Aksoy, bireyin iç dünyasını ve modern yaşamın karmaşıklığını sorgulayan çalışmalar üretmektedir. Felsefi derinliğe sahip eserleri, zaman, mekan ve insan ilişkisini irdeleyen temalar etrafında şekillenir. 2010 yılında İstanbul Galeri 5’te açtığı “Çoktan Seçmeli Korkular” sergisi, Aksoy’un toplumsal korkuları ve bireysel endişeleri irdelediği bir döneminin izlerini taşır. Aynı zamanda, güncel sanatın önemli meselelerinden biri olan belirsizlik ve kaygı temalarını başarıyla işler.
Aksoy, sanat kariyerini akademik dünyayla dengeli bir şekilde sürdürmeyi başarmıştır. 2009 yılında başladığı akademik kariyeri, 2012 yılında Kocaeli Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak devam etmiştir. Bu pozisyonda sanat ve eğitim dünyasında önemli katkılar sağlamış, öğrencilerini hem teknik hem de kavramsal olarak sanata yönlendirmiştir. Akademik hayatı, onun sanatsal görüşünü zenginleştirirken, kişisel sergilerinde de bunu izleyiciyle paylaşma fırsatı bulmuştur.
Son dönemdeki sergileri arasında 2024 yılında Galeri Soyut’ta yer alan “Gün Fragmanları” ve İstanbul’da Arkitekt Sanat’ta gerçekleştirdiği “Mutlak Şimdi” sergileri yer almaktadır. Bu sergilerde Aksoy, zamanın parçalanmış doğasını ve bireyin bu karmaşık yapıda kendini konumlandırma çabasını ele almıştır. Aksoy’un çalışmaları, izleyicilere çağdaş dünyanın gerçekliklerini sorgulatan güçlü görsel metaforlarla doludur.
Aksoy’un sanatı, estetik olduğu kadar derin düşünsel bir zemine dayanır. Onun yapıtları, sadece görsel bir deneyim sunmakla kalmaz, aynı zamanda insan varoluşunu ve modern dünyanın dayattığı kimlik krizlerini keşfetmeye yönelik bir çağrıdır. Aksoy’un kariyerinde kazandığı başarılar, onun Türk çağdaş sanatının önemli figürlerinden biri olarak kabul görmesini sağlamıştır.