A SALONU
GALERİ SOYUT / ÇANKAYA
28 Eylül 2018 - 11 Ekim 2018
18.00 - 20.00
Resim Sergisi
Galeri Soyut, 28 Eylül – 11 Ekim 2018 tarihleri arasında Mehmet Emin Özer’in “Deniz Etkisi” isimli kişisel resim sergisine ev sahipliği yapıyor.
Sergi kataloğu için tıklayınız.
Sanatın Logo terapik; sağaltıcı, dengeleyici yanına önem veren bir eğitimci olarak asıl mesleklerinin yanında başka bir alanla da ilgilenen ve özellikle sanat alanında başarılı çalışmalar gerçekleştiren insanlar her zaman ilgimi çekmiştir. Çünkü bu ilgi alanlarının o kişinin kimliğine ve asıl mesleğine fazladan değerler kattığına ve katacağına inananlardanım. Bu durum özellikle sanat alanından meslekî alana taşınan, bağ kurduran farklı bir hümanitik paylaşım demektir. Bu nedenle ‘’Meslek Dışı Sanat Tutkunları’’ başlığıyla yıllardır araştırmalar yapıyorum. Çok ilginç örneklerle karşılaşıyorum bu alanda. Şu soruyu da merakla soruyorum hep: Sanat alanını asıl uğraşı olarak seçmiş olsaydı bu insanlar, ne olurdu? Bana göre mesleğini tutkusuz seçenlere, mesleğine gönülsüz bakanlara göre bu tutkuyu iliklerine kadar yaşadıkları için çok da başarılı olurlardı.
Bunlardan biri bugünkü konum olacak; Doktor Mehmet Emin Özer.
Tıp gibi çok zorlu eğitim aşamaları yaşayan, alanındaki yeni gelişmeleri günü gününe izleme zorunluluğu olan bir hekimin resim alanına bu kadar önemle sarılması çok görülen örnek değil.
Amatör bir uğraş olarak boş zamanları değerlendirme ve dinlenme isteğiyle elbette sanatla, sanatın değişik dallarıyla çok sayıda uğraşan var. Ama bana göre başarılı çalışmalarıyla sergilere, fuarlara sürekli katılan, sanat kursları veren bir ressam olarak ilginç bulduğum hekimlerden biri, Mehmet Emin Özer. Yukarıda belirttiğim gibi mesleki alanının kendine özgü disiplinlerinin yanında, ona destek olan, farklı değerler katan sanatsal eylemle insanî değerler ve tavırlar birlikteliğinin güzel örneklerinden biri aynı zamanda.
Resimleriyle ilk karşılaştığımdan bu yana sergilerde, sanat fuarlarında daha başka bir gözle değerlendirmeye çalıştım onun çalışmalarını. Ele aldığı konulara hakimiyeti, algı birikimi, betimleme yetisi çok ilgimi çektiği için. Özellikle kıyılar, deniz, kayıklar, balıkçılar konularında fotoğrafik betimleme yerine gözlem gücünü yarattığı atmosferle bir araya getirmesini çok önemsiyorum. Figürle kayıklar, figürle deniz ilişkileri konularını daha da insanileştirmede etken. Eseri mekaniklikten, alışılmışlıktan kurtaran, izleyenle duygusal bağ kurduran bu özellikler bana göre önemli. Benzer konular her zaman herkes tarafından ele alınabilir ama onun resimlerini alışılmış benzer çalışmalardan ayıran, görsel algı yetisini yoğun duyumsama ile yarattığı atmosfer içinde betimleyebilme gücü. Bu etki mekanik görsellikle yaratılamaz; ancak onun resimleme aşamasında sıradan olmayan, yoğun bir duyarlık yaşadığının göstergesi. Antalya gibi bir deniz kentinde yaşanmış gençlik ve öğencilik dönemlerinin deniz ve balıkçılık tutkusu ile lise yıllarında başlayan sanat tutkusu ve resimle kurulan bağ birleşince sonucun duygusal olması doğaldır. Akdeniz gibi engin bir deniz, kayıklar, kayıkçılar, insanı emeğe, enginliğe, özgürlüğe, gençlik anılarına taşıyan birer görsel-duygusal hazinedir bir ressam için ve yaşamın içinden, doğal yaşamın ta kendisi olan resimlerin çıkış kaynağı. Bu başarı elbette izleyicilere de yansıyan; bu nedenle de sergilerde dikkat çeken ve yoğun ilgi gören bir ressam Mehmet Emin Özer.
Bir başka ilginç yanı benim için; onun sorumluluğundaki atölye çalışmalarına yoğun istekle katılanlar ve coşkusunu paylaşan sanat meraklısı grup yaratması. Çünkü her sanatsal çalışma grubu kendi ilgi çemberini genişletir. Sanata ilginin alabildiğine sınırlandığı toplumumuzda bu gibi ilgi odakları yaratmaya çok ihtiyaç var. Bu da sanatın elitist uğraş olmaktan kurtulmasına, demokratikleşmesine, geniş kesimlerce paylaşımına fırsat yaratır. Sanat kursu ya da resim kursu verebilmek daha başka boyutta birikim ve kendine güven ister. Sadece uygulama değil, bilgi birikimi değil, eneji paylaşımı da. Atölye sergilerini de görmüş biri olarak bu kadar ilgi isteyen bir alana nasıl zaman ve dikkat ayırabildiğine hayret ettiğimi de belirtmem gerek.
Dr. Mehmet Emin Özer gibi özellikle kendi asıl alanına koşut olarak özveri göstererek sanat alanında emek veren, tutku ile herşeyden önce kendini ifade etmek için çaba harcayan ve insanları sanat alanına çekmeye çalışan herkesi candan kutlamak isterim. Emekleriyle geleceğe iz bırakmak adına yaşama çentik atmak olsun.
– Prof. Hasan Pekmezci / Anamur 3 Eylül 2018