Selda Eren’in eserlerinden oluşan “Varlık ve Hiçlik II” adlı resim sergisi, 17 Ekim-30 Ekim 2014 tarihleri arasında Galeri Soyut’da gerçekleşiyor.

Herakleitos “Varlık yokluktan fazla birşey değildir” der. Bu diyalektikte, biz canlılar için değişim sürekli bir yolculuktur, daimi bir yıkım ve yapım aşamasıdır.

Geleceğe hep bir öykünme vardır. Şimdiden geleceğe atlanan anlarda zaman titrer ve buna ayak uyduramayan bedenler “boşluk”ta kalırlar. Şimdiki zamana ait yerleri gözün daldığı anlardaki gibi ötelenir, boyut değiştirir. Onlardan kalan boşluk, şeffaflaşarak zamanı ve mekanı sorgulamamıza sebep olur. Bu “yokluk”ların “varlık”larını nerede arayacağımızı düşünmek Selda Eren’in resimlerinin anahtarıdır. Eren’in anlatımındaki fütürist etkiler, geleceğe duyulan platonik bir aşkın görüntüleridir. Eren pastel paletiyle, yakalamanın hiç de kolay olmadığı bu görüntüleri, zaman ve uzam kolajlarını bir düş gibi ağır çekim seyretmemizi sağlar.

Selda Eren’in resimlerinde negatif alanlar olarak yeniden belirlenen üst-gerçeklikte, uzaysal bir nefes kompozisyona çağrılır. Nesnelliğin dışına çıkan, mekandan dışlanan figürler yalnızlaşır, gizlenirler ve bu durumlarından lezzet duymaktadırlar. Bu sessizlik, bir vazgeçiş, bir erdemdir. Sanatçının da dediği gibi “Varlığın içinde hiçliğe varabilme yetisine sahip olan insandır.”

Daha derinlere bakarsak, “varlık” ve “görüntü” arasında zorunlu bir sebep-sonuç ilişkisi yoktur. Var olmak, görünür olmayı gerektirmediği gibi, görünmeyen de her zaman yok değildir. Bu halde görüntü “kural olarak” bir varlığın temsilidir. Temsil problemine yeniden eğilmeyi öneren Selda Eren’in resmi, “yokluğun temsili”ni ele almasıyla özgündür.