Taha Baydar “Gibi” başlıklı kişisel cam heykel sergisi ile 8 Ocak- 27 Ocak 2016 tarihleri arasında Ankara Galeri Soyut A Salonunda izleyicisi ile buluşuyor.
Sıcak cam 1220 derecede şekillendirilmeye başlar. Bu malzemede beden ve hayal gücü aynı anda işlemek ve aktarılmak zorundadır. An gelir alnınızdaki teri elinizdeki terle silersiniz, an gelir tüm yanık kokuların nüfus ettiği ortamda, başka bir alemde bulursun kendini. Cam şekillenirken siz tüm o performansla daha fazla yaşarsınız dış dünyaya kıyasla. Bambaşka bir işle 1 hafta uğraşmak, sıcak camdaki 2 saatlik performansla eşdeğerdir aslında. Ne oturduğunuz yer rahattır, ne soluğunuz hava serindir. Tek dostunuz bardaklar dolusu su olur yanıbaşınızda. Zaten yaşadığımız ortama camı taşımakta ayrı bir beceri ister aslında. Camın o yoğun sıcaklığını ve hareketini dizginlerken, sözünü geçirip yavaş yavaş soğuttuktan sonra yaşadığımız bu dünyaya onu çekebilmişsin demektir. Attığınız her adımıda bilinçli olmak zorundasınızdır. Çünkü cam hataları kabul etmediği gibi üzerinde izler taşır her bir dokunuşunuzla, yanlış hamlelerin de telafisi zordur bir bakıma.
Bazen yanlış olarak algıladığımız bu hareketler, farklı bir açıdan bakıldığında bambaşka kapılar açar. İşte o nokta cama dizginlerini takmayı en sevdiğim andır. Bambaşka yollarla benzer sonuçlara ulaşmak bir seçenek olsa da bazen, o keyif aldığım yoldan giderim. Cama bu yönden bakışım; camın doğasındaki hareketliliğe yön vermek, nehirlere su yolu açmak gibi. Hem ona uyum sağlamak, varlığına , hal ve hareketlerine saygı duymak, aynı zamanda onun bize sunduklarıyla bir olup kendimizi ona katabilmek gibi. Cama şekil vermek “gibi”.
Bu yollar ve çabalar sonucunda açacağım ilk kişisel sergim olan “gibi” tanımı da buradan geliyor aslında. Bir var, bir yok “gibi”… Bir olmuş, bir olmamış “gibi”… Yapıyorken yapmamak yada olacakken durmak “gibi”… Kendini çiziyorken sana benzemesi yada benzememesi “gibi”… Hep aynı düzen , karmaşa ve koşturmacada yaşıyorken , aslında hepimiz ayrı dünyaların insanıymışız “gibi”. Şekillendirirken anlatmak istediğin kavramın, onun sadece bir ifade biçimi olması , aslı hiç bir zaman olmaması “gibi”. Bir benzetmedir “gibi”. Düşünülen ama olmayandır “gibi”.
Birşeyi ifade ederken , asla onun gibi olamayacağını anlamak, anlatmak “gibi”… Tüm bu sonucu bilsekte bambaşka bir dile dönüştürmek “gibi”yi…
Cama aktarmak, yansıtmak, iç içe geçmesine izin vermek, kimi yokuşlarda durdurmak, bazen derin bir nefes verip sakince izlemek, onun duracağı yeri kendi noktan kabul edip oradan bakmak hayata. Tümüyle karışık, bambaşka teknik ve tecrübenin bir arada ve uyum içerisinde yer verilmeye çalışıldığı bu eserlerin oluşturduğu genel ifade biçimidir “gibi”.