Türk ressam Lütfü Günay 1924’te Çanakkale’de doğdu. İlk ve Orta öğrenimini tamamladıktan sonra Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü’nde Zeki Kocamemi atölyesinde eğitim aldı (1944- 1949). 1951’de Ankara’ya yerleşen Lütfü Günay uzun süre, Türk-Amerikan Derneği’nde amatör genç ressamların izlediği resim kurslarını yönetti.
Buradaki hocalığının yanı sıra resim çalışmalarını da yürüten Lütfü Günay dernek düzeyindeki sanatçı örgütlerinin oluşmasında önemli katkılarda bulundu. 1950’de Istanbul’da Türkiye Ressamlar Cemiyeti’nin, 1958’de Ankara’da Ankara Ressamlar Birliği’nin, 1961’de Siyah Kalem Grubu’nun, 1970’te gene Ankara’da Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltraşlar Derneği’nin kurucu üyeleri arasında yer aldı.
İlk sergisini, ressam Adnan Çoker‘le 1953’te Ankara’da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi salonunda “Orijinal Sergi Öncesi” adıyla düzenleyen sanatçı bir yıl sonra, gene Adnan Çoker’le Ankara Helikon Derneği’nde ikili bir sergi daha açtı. Aynı yıl bu sergiyi, Istanbul’da Maya Sanat Galerisi’nde yineledi.
1955’te Helikon’da, yalnız kendi resimlerini içeren ilk kişisel sergisini düzenledi, 1957, 1964 ve 1967 yıllarında Ankara’daki kişisel sergilerini sürdürdü. Amerikan Derneği atölyesinde yetiştirdiği öğrencilerinin de yer aldığı karma sergilere katıldı. 1950 yıllarından başlayarak İstanbul ve Ankara’ da grup sergilerine resim verdi (bunların ilki, 1953’te Istanbul’da düzenlenen “Istanbul’un 500. Fetih Yıldönümü” karma sergisidir).
1954’te Zeki Kocamemi atölyesinden yetişen ressamların yer aldığı karma sergide göründü. Ankaralı Ressamlar Birliği ve Türk Ressamlar Cemiyeti sergilerine düzenli olarak katıldı. 1961’de Avusturya’nın değişik kentlerinde açılan “Sekiz Türk Ressamı” karma sergisine resimleriyle katkıda bulundu.
Kendi atölyesinin öğrencilerini bir araya getiren Altılar Grubu sergilerinde onur üyesi olarak yer aldı. 1970’li yıllarda Hindistan, Belçika ve Danimarka’da düzenlenen uluslararası sergilere resimleriyle katıldı. 1948’den başlayarak Devlet Resim ve Heykel sergilerine girdi. 1970’teki 31. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde Kırmızılı Yaşantı tablosuyla ikincilik ödülünü ve 1986 TPAO 5. Atatürk Resim Yarışması’nda Mansiyon Ödülü almıştır.
“Hem doğadan , hem soyut çalışırım. Görünenin derinliklerindekini de tuvale aktardığımda soyuta ulaşırım. Çevremdeki yaşanmışlık duygusundan etkilenirim. Sıvaları dökülmüş duvar, paslanmış tenekeler, duvarlardaki afiş artıklarının görüntüleri yetmez olduğunda; malzemeyi de kullanırım. Sonunda kolajlar oluşur” diyen sanatçı 2020 yılında hayata veda etmiştir.
Lütfü Günay’ın resimleri, iki dönem içinde izlenebilir. 1960 yıllarına kadar uzanan ilk dönem resimlerinde, doğrudan doğruya büyük parçalı renk düzenlemelerine dayalı soyut çözümler kendini gösterir. Doğadan herhangi bir iz bulunmaz bu resimlerde. Boyanın dinamik etkisi, renklerin birbiriyle karşılıklı ilişkisi, kent duvarlarının yaşam akışı içindeki karmaşık renk dokusunu anımsatır. Yalınlık ve resmin kendine özgü değerlerine öncelik tanıma kaygısı, Lütfü Günay’ın soyut dönemini belirleyebilecek başlıca oluşumlardır. Kâğıt ya da metal parçalarını, soyut oluşumların dokusu içinde değerlendirmek ve böylece kolaj tekniğine yatkın bir duyarlığı geliştirmek, uyguladığı yöntemler arasında belirleyici bir özellik taşır.
Sanatçı soyut dönemini izleyen çalışmalarındaysa, daha çok pastel resimlere öncelik verdi. 1970 yıllarında yoğun bir ilişki çerçevesinde, genellikle Ankara ve çevresinin gecekondu görünümünü ya da tatil yörelerinin dinlendirici ortamını konu alan resimlerinde, doğanın işlek dokusunu resimsel temalar halinde, doku etkisini öne çıkaracak biçimde işledi. Yer yer yaldızın da kullanıldığı doğa kaynaklı pastel resimler dizisinde, kimi zaman doğasal görüntünün zorlamasız izlenimlerine yer veren Lütfü Günay’ın pastel çalışmaları yanında, suluboya çalışmaları da güçlü bir yanını oluşturur.
Sanatçının Resim ve Heykel Müzesinde, Milli Kütüphane koleksiyonunda, İş Bankası, Ziraat Bankası, Kültür Bakanlığı, TBMM gibi resmi ve özel koleksiyonlarda eserleri bulunmaktadır.