R. Tan Buğra Özer, 1987 yılında İstanbul'da doğdu ve çocukluğunda Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde eğitim gördü. İlk ve orta öğrenimini Erzurum, Kayseri ve Ankara'da tamamladıktan sonra, lise eğitimine İzmir Maltepe Askeri Lisesi'nde başladı. Daha sonra, Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi'nde lise eğitimini tamamladı. Sanat tutkusu onu Eskişehir Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü'ne yönlendirdi ve buradan 2010 yılında lisans derecesi ile mezun oldu. Sanat alanındaki yetkinliğini artırmak amacıyla 2011 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü Yüksek Lisans programına katıldı ve 2014 yılında mezun oldu. Aynı yıl Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Seramik Ana Sanat Dalında Sanatta Yeterlik Programı'na başladı ve mezun olduğu 2018 yılına kadar seramik bölümünde Araştırma Görevlisi olarak görev yaptı.

Özer, sanat kariyeri boyunca hem yurt içinde hem de yurt dışında dikkat çekici sergi ve çalışmalara imza attı. Üç kişisel sergisi, biri Yunanistan'da olmak üzere uluslararası düzeyde gerçekleştirildi. Ayrıca, elliden fazla sergi, çalıştay ve sempozyuma katılarak seramik sanatına dair bilgi ve becerilerini paylaşma fırsatı buldu. Şu anda Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi'nde Dr. Öğretim Üyesi olarak akademik çalışmalarına devam etmektedir. Sanatçının yapıtları Galeri Soyut tarafından temsil edilmektedir ve galerideki varlığı, sanat dünyasında kendine has bir yer edinmesine katkı sağlamaktadır.

Sanat anlayışında inanç kavramı önemli bir yer tutar. Özer, eserlerinde ritüel ve inanç temalarını merkezine alır ve insanlık tarihinin derinliklerine inerek "Göbekli Tepe" gibi tarihi mekanlardan esinlenir. Bu 12 bin yıllık yapı, onun eserlerinde simgesel bir yer tutar. Özer, bu figürleri tarihsel ve mitolojik bağlamda ele alarak, geçmişin kutsal koruyucularını günümüze taşır. Joeph Campbell’ın "Nerede bir ulu ağaç, dikili bir taş, direk ya da kutsal bir tepe varsa, orada yeryüzünden gökyüzüne çıkan ve inen ruhlar vardır" ifadesi, sanatçının eserlerinde yankı bulur. Özer, bu temalar aracılığıyla insanlığın derinlerde yatan inanç sistemlerini ve ritüellerini, modern sanatsal bir dille yeniden yorumlar.

Sanatının temelinde yatan bu derin inanç ve ritüel anlayışı, onun eserlerinin hem tarihsel hem de çağdaş bir bağlamda değerlendirilmesine olanak tanır. Bu yönüyle, Özer'in çalışmaları sanatseverler ve eleştirmenler tarafından büyük beğeniyle karşılanır. Sanatçının Galeri Soyut ile olan işbirliği, onun eserlerinin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlar ve sanat dünyasında önemli bir yer edinmesine katkıda bulunur.