Hakkı Anlı, 1906 yılında İstanbul’da doğdu. İlk sanat eğitimini Galatasaray Lisesi'nde aldıktan sonra 1927'de Paris’e giderek École des Beaux-Arts’ta resim eğitimi aldı. Paris’teki eğitim süreci, onun sanat kariyerinde önemli bir dönüm noktası oldu. Anlı, Paris’te geçirdiği yıllar boyunca dönemin önde gelen sanat akımlarıyla tanışarak kendi sanat anlayışını geliştirdi. Özellikle soyut sanatın etkisi altında kalan Anlı, geometrik ve lekesel soyutlama üzerine yoğunlaşarak kendi özgün stilini oluşturdu.
Anlı'nın sanatı, Paris yıllarında gelişti ve Fransa’nın sanat çevrelerinde ilgi gördü. Sanatçı, 1950’lerde Paris’e yerleşti ve burada uzun yıllar boyunca yaşadı. Anlı, Paris’te geçirdiği süre zarfında Jean Arp, Joan Miró ve Georges Braque gibi ünlü sanatçılarla tanıştı. Bu tanışmalar, onun sanatında önemli izler bıraktı. Paris’teki bu dönemde, özellikle lirik soyutlama ve kübizm etkisiyle eserler üretti. Hakkı Anlı, resimlerinde genellikle doğayı, insan figürlerini ve geometrik formları soyut bir dille ele aldı.
Sanatçı, 1960'lı yıllarda Paris'te kurulan Paris Türk Sanatçılar Grubu’nun da önemli üyelerindendi. Anlı'nın bu grup içerisindeki çalışmaları, Türk sanatçılarının uluslararası alanda tanınmasında etkili oldu. Hakkı Anlı, Paris ve İstanbul'da açtığı kişisel sergilerle büyük beğeni topladı ve eserleri birçok sanatseverin koleksiyonunda yer aldı. Anlı’nın resimlerinde genellikle pastel tonlar, yumuşak geçişler ve dinamik kompozisyonlar dikkat çeker.
Hakkı Anlı’nın sanatı, geometrik ve soyut öğelerle şekillenirken, zamanla daha lirik ve kişisel bir boyut kazandı. Sanatçı, eserlerinde genellikle düzlemler, çizgiler ve renk alanları ile soyut düzenlemeler yaptı. Bu düzenlemeler, onun sanatsal dilinin bir parçası olarak izleyiciye farklı duygular ve düşünceler aktarmayı amaçladı. Anlı'nın sanatsal yaklaşımı, formun ve rengin özgürce kullanımıyla karakterize edilir; bu, onun sanatta özgünlüğünü ve yenilikçiliğini gösterir.
Anlı’nın eserleri, İstanbul Modern, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Paris'teki özel koleksiyonlar ve çeşitli uluslararası müzelerde sergilenmektedir. Sanatçı, eserlerinde kullandığı özgün teknikler ve yaratıcı kompozisyonlarla, Türk soyut resminin önemli temsilcilerinden biri olmuştur. Onun sanatı, Türk ve Batı sanatının bir sentezi olarak değerlendirilebilir ve bu yönüyle Anlı, Türk resim sanatına önemli katkılarda bulunmuştur.
Sanatçının en dikkat çekici dönemlerinden biri, 1970'lerde geliştirdiği ve kendine özgü tarzını pekiştirdiği yıllardır. Bu dönemde, Anlı’nın eserlerinde belirginleşen sadeleştirilmiş formlar ve cesur renk kullanımları, onun sanatına derinlik kazandırmıştır. Ayrıca, sanatçının fırça darbeleri ve kompozisyon anlayışı, zamanın ötesine geçen bir ifade gücüne sahiptir. Bu yönüyle, Anlı’nın eserleri izleyiciyi yalnızca görsel olarak değil, duygusal ve düşünsel olarak da etkiler.
Hakkı Anlı, 1991 yılında Paris’te vefat etti. Sanat dünyasında bıraktığı miras, Türk resminin gelişiminde önemli bir yere sahiptir. Anlı’nın eserleri, sanat tarihçileri tarafından özgünlüğü ve yenilikçi yaklaşımıyla değerlendirilirken, onun sanata olan katkıları hala saygıyla anılmaktadır. Sanatçının yaşamı ve eserleri, hem Türkiye’de hem de uluslararası sanat çevrelerinde takdirle karşılanmış ve ilham kaynağı olmuştur. Hakkı Anlı, yaşamı boyunca sanata adanmış bir sanatçı olarak, ardında zengin bir sanatsal miras bırakmıştır.