1956 Ankara doğumlu sanatçı Gazi Yüksek Öğretmen okulu Resim Bölümünden mezun oldu. 1985’te Adana’da resim öğretmenliğine başladı ardından 1990 yılında Eskişehir Anadolu Güzel Sanatlar Lisesinin ilk resim öğretmeni olarak atandı. 1991’de Eskişehir Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Yüksek Lisans Yaptı. 2000-2007 yılları arasında Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Emekliliğinin ardından 2007- 2017 yılları arasında İzmir’deki atölyesinde çalışmalarını sürdürdü. Sanatçı, Tekirdağ’da onur konuğu olarak davet edildiği resim çalıştayında geçirdiği ani kalp krizi sebebiyle 2017 yılında vefat etmiştir.
Sanatçının eserlerindeki temel temada politik bir duruş yer almaktadır. Çalışmalarında var olan bir gerçeklik sanatçının eserlerinde hareket noktalarını temelinde yer alır ve bunları ekonomik, politik, sosyolojik, kültürel ve psikolojik tahlilleri plastik unsurlarla soyutlama süreci içerisinde irdeler. Bu süreci, yaşamın ritmini öne çıkaran resimsel bir dile dönüşmesi için kendi üslubunu özgün bir evren içerinde tanımlar. Resim, sanatçının kendini ifade etme aracı olmakla birlikte hızlı bir şekilde bireyleri ve toplumu değişime ve dönüşümü zorunlu kılan çağın izlerini eserlerinde kullandığı zıt renklerle farklı planlar, lirik temalı \rça dokunuşları ve çizgilerinde, resmin hareketini kimi zaman resmin dışında başlatıp resmin içine alarak, farklı planlara sıçratarak çalışmaların merkezinde alarak anlatımını algısal bir zemine taşımaktadır. Sanatçı eserlerinde lekesel ve çizgisel değerleri iç içe kullanmıştır. Eserlerinde, kapitalist sistemin insanın kendine, yaşadığı çevre ve içindeki düzene karşı yabancılaşma sorunsalının insanı ittiği yalnızlaşma, birey olamama, kadının dışlanması ve yaşama karşı direnişi, toplumsal yaşamda bir yere tutunma ya da tutunamama mücadelelerini, toplumsal anafor, kaos, bireyselleşme sorunsalı, hiçlik gibi varoluşsal temalara yer vermiştir. İnsanların içsel dünyasında yer alan karmaşaları, korkuyu, gerilimleri, şaşkınlığı ve duygusal coşkuyu eserlerinde renk duyarlılığı ve duyguların işlendiği mekanlarla özdeşleşen figürsel soyutlamalarla ifade etmiştir. Sanatçı eserlerinde, bu konulara yer vererek toplumda ortak bir payda yaratmayı amaçlamıştır. Sanatın, demokratik bir topluma ulaşmak için önemli olduğu, bunun için eserlerin topluma alternatif perspektif kazandırmanın önemli olduğuna ilişkin inancı ve daha yaşanabilir bir dünya için kurduğu özgün ütopyaların bir başkası için taşıması ümidi eserlerinin temel motivasyonlarındandır. 80 kuşağı ressamlarından olan sanatçı, eserlerindeki özgün duruşuyla Türkiye’ de 1980’lerde gün yüzüne çıkmaya başlayan “yeni dışavurumcu” sanat akımının gelişmesine katkı sağlayan önderlerden olduğu kabul edilmektedir. Sanatçı 32 kişisel sergi açmış, birçok yarışmalı ve karma sergilere katışmış olmakla birlikte resmi ve özel koleksiyonlarda çok sayıda eseri bulunmaktadır.