A&B SALONLARI
GALERİ SOYUT / ÇANKAYA
03 Haziran 2022 - 22 Haziran 2022
18.00 - 20.00
Proje Sergisi
Galeri Soyut, 3 – 22 Haziran 2022 tarihlerinde 24 sanatçıyla gerçekleşecek “Figür-yorum-8 “proje sergisini sanatseverler ile buluşturuyor.
Sergiye katılan sanatçılar: Adem BAŞPINAR, Ali Fatih KÜÇÜKOSMANOĞLU, Ayhan ÇETİN, Azimet KARAMAN, Baran KAMİLOĞLU, Binnur YÜCEBAŞ, Buğra ÖZER, Ceren ÇAĞLAR, Duygu AYDOĞAN, Ercan AYÇİÇEK, Erol PELİOĞLU, Hakan ERASLAN, Hasan Basri İNAN, Hasan SAYGIN, Kadir ÖZTOPRAK, Lütfü KAPLANOĞLU, Mine POYRAZ, Murat TOLGA, Necmettin ÖZLÜ, Nurettin AKKAYA, Orçun İLTER, Orhan UMUT, Sema ÖCAL, Talat AYHAN
Necmettin Özlü, 1950 yılında Trabzon’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Trabzon’da tamamladıktan sonra, 1967 yılında Trabzon Lisesi'nden mezun oldu. 1972 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Yer Bilimleri Fakültesi’nden Yüksek Mühendis diploması... Devamını oku
Hasan Saygın, 1958 yılında Burdur’un Karamanlı ilçesinde doğdu. Çocukluğunu Karamanlı’da geçiren Saygın, genç yaşlardan itibaren resme büyük ilgi duydu. Ancak yeteneği, çevresindeki koşullar nedeniyle yeterince desteklenmedi. Yine de lise... Devamını oku
Azimet Karaman, 1963 yılında Erzincan'ın Kemah ilçesinde doğdu. Sanat eğitimi yolculuğuna, 1988 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Anasanat Dalı'ndan mezun olarak başladı. Bu dönemde, özellikle cam üzerine yaptığı negatif... Devamını oku
Erol Pelioğlu, 1965 yılında Ankara'da doğmuş ve tüm eğitim hayatını bu şehirde geçirmiştir. Ekonomi alanında üniversite eğitimini tamamladıktan sonra, sanata olan ilgisini derinleştirmek amacıyla 2006-2011 yılları arasında Kayıhan Keskinok Atölyesi'nde ileri düzey resim... Devamını oku
Murat Tolga, 1966 yılında İstanbul’da doğdu. 1990 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. Kariyerinin başlarında grafik tasarım alanında çalıştıktan sonra resim sanatına yönelerek bu alanda kendini... Devamını oku
Nurettin Akkaya, 1970 yılında Çorum'da doğdu. İlk kez okul yıllarında resimle tanıştı ve yaptığı işlerin takdir görmesi onu sanat eğitimi almaya yöneltti. Gazi Üniversitesi Resim-İş Eğitimi Bölümünden mezun olduktan sonra, Hacettepe Üniversitesi'nde... Devamını oku
Hakan Eraslan, 1971 yılında Çorum'un Osmancık ilçesinde doğdu. Sanata olan ilgisi küçük yaşlardan itibaren gelişti ve bu tutkuyu akademik bir yola taşıyarak 1995 yılında Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Öğretmenliği Bölümü'nden... Devamını oku
Mine Poyraz, 1972 yılında Eskişehir’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Eskişehir’de tamamladıktan sonra, 1996 yılında Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü'nden mezun oldu. 1997 yılında Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler... Devamını oku
Orhan Umut, 1972 yılında Diyarbakır'da doğmuş bir Türk ressamdır. Sanat eğitimi yolculuğuna 1997 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun olarak başlamıştır. Hem yerel hem ulusal birçok kurum ve kuruluşta eserleri... Devamını oku
Lütfü Kaplanoğlu 1973 Erzurum’da doğdu. 1998 Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nü birincilikle bitirdi ve aynı fakültede Araştırma Görevlisi olarak göreve başladı.2001 Atatürk... Devamını oku
Ercan Ayçiçek, 1974 yılında Trabzon’da doğdu. 1996 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Bölümü’nden mezun oldu. Kariyerinin başlangıcında, Egon Schiele ve Francis Bacon gibi sanatçılardan etkilenerek... Devamını oku
Talat AYHAN 1974 yılında Samsun’da doğdu. 1995 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünden mezun oldu. 1998 yılında Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nde Sahne Ressamı olarak göreve başladı, 2005... Devamını oku
Adem Başpınar, 1975 yılında Malatya'nın Arapgir ilçesinde doğdu. 1994 yılında İstanbul Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi'nden mezun oldu. 1999 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde, Neşe Erdok ve Özdemir Altan atölyelerinde eğitimini tamamladı. Sanat... Devamını oku
Kadir Öztoprak 1976 yılında Ankara’da doğdu, ilk ve orta öğrenimimi Ankara’da tamamladı. 2002 yılında Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi, Resim Ana Sanat Dalından mezun oldu. 2005 yılında Kültür Bakanlığı’nda Dekoratör olarak göreve... Devamını oku
Ayhan Çetin, 1978 yılında Bulgaristan'ın Kırcali şehrinde doğmuş, Türk sanat dünyasında önemli bir yere sahip ressam ve akademisyendir. Sanat eğitimine İzmir Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi'nde başlamış ve 1997 yılında buradan mezun olmuştur. Ardından 2001 yılında Anadolu... Devamını oku
Binnur Yücebaş Ruocco, 1980 yılında Niğde’de doğmuş, sanatsal yolculuğuna bu toprakların derinliklerinden ilham alarak başlamıştır. 2002 yılında Niğde Üniversitesi Resim-İş Öğretmenliği bölümünden mezun olarak, sanata olan tutkusunu akademik bir zemine... Devamını oku
Baran Kamiloğlu, 1981 yılında Kars'ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara'da tamamladıktan sonra, 2002 yılında Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Resim-İş Öğretmenliği Bölümü’nden mezun oldu. Sanat eğitimine olan bağlılığını, 2009 yılında aynı... Devamını oku
Orçun İlter, 1981 yılında Bursa’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Bursa’da tamamladı. Sanat yeteneği küçük yaşlarda kendini gösteren İlter, 8 yaşında pastel ve guaj boya ile yaptığı çalışmalarıyla ilk kişisel sergisini açtı. Bu dönemde... Devamını oku
Sema Öcal, 1981 yılında Adana'da doğdu. Sanat eğitimine 1999 yılında Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nde başladı ve 2005 yılında Mehmet Yılmaz Atölyesi'nden mezun oldu. 2011 yılında İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler... Devamını oku
1986 Ankara doğumlu. 2010 yılında girdiği Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü, Prof. Dr. Tansel Türkdoğan Atölyesinden mezun olduktan sonra aynı yıl girdiği Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Anasanat Dalı... Devamını oku
R. Tan Buğra Özer, 1987 yılında İstanbul'da doğdu ve çocukluğunda Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde eğitim gördü. İlk ve orta öğrenimini Erzurum, Kayseri ve Ankara'da tamamladıktan sonra, lise eğitimine İzmir Maltepe Askeri Lisesi'nde başladı. Daha sonra... Devamını oku
Duygu Aydoğan, 1987 yılında Elazığ'da doğdu. Sanat eğitimine 2011 yılında Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun olarak başladı. Akademik çalışmalarına devam eden Aydoğan, 2018 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi... Devamını oku
Ali Fatih Küçükosmanoğlu, 1991 yılında Ankara'da doğmuştur. Sanata olan ilgisi onu, 2009 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'ne yönlendirmiştir. 2013 yılında bu bölümden mezun olan... Devamını oku
1992 yılında Malatya’da doğan Hasan Basri İnan, sanat eğitimine Mersin’de başladı. İlk, orta ve lise eğitimini burada tamamladıktan sonra 2011 yılında Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’ne dereceyle kabul edildi.... Devamını oku
FİGÜR-YORUM
Konu ne zaman sanat olsa, söz dönüp dolaşıp sanatın konusunun insan olduğuna gelir. Mağara resimlerinden beri sayısını bilmediğimiz bin yıllar boyunca insanlar iz bırakabildikleri her yüzeye sevinçlerini, korkularını, üzüntülerini, hayallerini ve hayalkırıklıklarını; sözle anlatamayacakları, yazıyla ifade edemeyecekleri milyon çeşit duygularını aktarmışlardır. Yıllar geçmiş, malzemeler değişmiş, yeni anlatım biçimleri bulunmuş, konular çeşitlenmiş, çoğalmış ama insan, her zaman sanatın merkezinde kalmıştır. Çünkü sanat insana, insan olmaya dairdir. Bu nedenle de tarih boyunca insanlığın geçirdiği tüm merhalelerin; savaşların, kıyımların, güç ve iktidar hırslarının, refahın ve sefaletin, adaletsizliklerin ve de mücadelelerin birey üzerinde bıraktığı etkiler ve yaşamı algılama biçimindeki dönüşüm, sanat yapıtına yansımıştır. Tarihler, coğrafyalar, kültürler ve olaylar değiştikçe sanatın görünümü de değişmiş; ancak insanın özüne dair haller; aşk, tutku, sevgi, nefret, haset, kibir ve daha binlerce duygu sanat yapıtlarında anlatılmaya devam etmiştir.
Çağlar boyu görsel ideolojinin belirleyicisi olarak ayrıcalıklı bir yeri olan resim sanatı, sürekli biçim değiştirip yeni görünümlere bürünse de içinde barındırdığı insani öz nedeniyle figüratif anlatım her zaman önemini korumuştur. Günümüzde de insanı doğrudan ilgilendiren her türlü sorunsal figüratif resmin konusu olmaya devam etmektedir. Resim ve heykel gibi geleneksel sanat pratiklerinin yanında dijital teknolojilerin de gelişmesiyle birlikte yaygınlık kazanan yeni kategoriler 2000’li yıllarda Türkiye’deki sanat ortamının çoğul bir görünüme bürünmesine neden olmuştur. Disiplinlerarası uygulamaların da çoğaldığı günümüzde yüzeye farklı müdahalelerle yapılan uygulamalar resim sanatının yüzey estetiğine doğru evrilmesine yol açmıştır. Ancak modernizmin içe dönük ‘formalist kast’ını uzun süre önce aşan Postmodern algı, sanat üretiminin -hiç bir biçimsel anlayış ve üslubun diğerinden daha üstün olmadığı- demokratik bir yapıya doğru evrilmesine olanak sağlamıştır.
Aynı anda ve bireysel olarak üretilen klasik, gerçekçi, romantik, fantastik, izlenimci, kübist, sürrealist, soyut yada pop anlayıştaki resim pratikleri de günümüzde bu demokratik ve çoklu yapıya katkı sunmaktadır. Öte yandan yüzey problemleri ve estetik kaygıların sanat üretimini düşünsel mecradan uzaklaştırması ve pentürün çekim gücüne kapılarak yapıtın biricikliğine teslim olma kaygıları, ‘kavramsal resim sanatı’ olarak tanımlanan yeni bir kategorinin oluşmasına neden olmuştur. Multidisipliner üretim anlayışı ile resim sanatının tarihsel birikimini bir araya getirmeye yönelik çabalar, resimsel olmayan bir resim anlayışını gündeme getirmiştir. Ancak resim sanatının çağdaşlığı her durumda biçimsel yenilenme ile açıklanabilecek bir olgu değildir. Çağdaş resim sanatının parametrelerini belirlemeye yönelik sorgulamalar, dil ve anlam arasındaki ilişkinin dönüşümüne odaklanmıştır.
Dili kapalı bir sistem olarak gören yapısalcı yaklaşımlara meydan okuyan çağdaş sanat pratikleri, Derrida’nın dilin çoğul anlam üretme potansiyeline yönelik görüşlerinden ivme kazanmıştır. Dilin belirsizleşmesi sanat yapıtının anlamını da muğlak bir zemine kaydırmıştır. Yapıbozumcu bir farkındalıkla dil ve iletişimin doğasına yönelen sorgulamalar, sanat yapıtında gönderge-gösteren-gösterge-gösterilen arasındaki tekabüliyet ilişkisini yıkmaya odaklanmıştır. Bunun sonucu olarak imgenin bir anlama işaret etme zorunluluğu ortadan kalkmıştır. Öte yandan sanatçının kendisini klasik anlatımcı olarak konumlandırdığı yapıtlarda kullanılan yapıbozum yöntemi eğretileme ve ironinin okunmasını kolaylaştırmaktadır
Klasik öğretiyi takip eden pek çok sanatçı, resim yüzeyinde imgenin kurgulanması bağlamında geleneksel olanı, kendi konumunu değiştirmek suretiyle aşmayı başarmıştır. Sanatçı artık ne dışarıdan bakan bir gözlemci ne de düz bir hikaye anlatıcısı değildir. Çağdaş sanatçı, resim yüzeyinde kendini nesneleştirdiği ölçüde çağdaşlığı yakalamış görünmektedir. Bu yüzey, içsel deneyimlerin dışavurum aracına dönüşürken yakın geçmişin gerçekçilik anlayışı yerini öznel gerçekliklere bırakmıştır. Artık sergilenen, ne ustalalıktır ne idealize edilmiş bir suret. Parçalanmış kimlikler üzerinden izleyicinin belirsizlik, çeşitlilik, heterojenlik, karmaşıklık, görecelik ve parçalanmışlık kavramları ile yüzleşmesi istenir. Kuşkusuz bunda büyük anlatıları reddeden postmodern teorilerin etkisi vardır.
İdeolojilerin perspektifinden gerçekliği anlamaktan vazgeçen sanatçı/birey kendisine dayatılan gerçekliği yansıtmak yerine yapıtında kendi gerçekliğini kurgulamaya başlamıştır. Bunun sonucu olarak da kendi kişisel hikayesine, sıradan olaylara ve büyük bir hızla akıp giden yaşamın içinde gözden kaçan, farkedilmeyen ayrıntılara odaklanmıştır. Bu durum sanat üretimine sınırsız bir konu zenginliği olarak yansımış ve insanı ilgilendiren her türlü mesele öznel bakış açılarıyla yeniden kurgulanmıştır.
1 – 22 Haziran 2022 tarihleri arasında Galeri Soyut’ta izleyicilerle buluşacak olan “Figür-Yorum” isimli karma sergi, ülkemizde figüratif resim alanında üretim yapan genç sanatçılarla değerli ustaları bir araya getiriyor. ‘İnsan’ı merkeze alarak gerçekleştirdikleri yapıtlarında özgün bir biçim dili geliştirmiş olan bu sanatçıların hepsi de tuval üzerinde kendilerine sunulan gerçeği değil, kendi gerçekliklerini kurgularken eski ustalardan ayrılıyorlar. Büyük hikayeler ya da üst anlatılara yönelmektense sıradan olanı hayatın içinde gözden kaçan ayrıntıları büyük bir samimiyetle dile getiriyorlar.
Meryem Uzunoğlu